TÜİK'in açıkladığı verilere göre, Nisan ayında tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yüzde 3,6 artarak yıllık bazda yüzde 67,4'e yükseldi. Aynı dönemde enflasyon ise yüzde 2,9 artışla yüzde 84,3 oldu.
Enflasyon, genel olarak tüketici fiyatlarının hesaplanan dönemdeki artışını ölçen bir gösterge olarak adlandırılabilir. Yani, enflasyon oranı bize, bir önceki yılın aynı dönemine göre fiyatların ne kadar arttığını söyler.
Yüksek enflasyonda ise, son kullanıcı fiyatlarının hızla yükselmesi ve alım gücünün azalması olarak tanımlanabilir.
Kısa bir özetle şöyle söyleyebiliriz, geçtiğimiz yılın Nisan dönemi ile karşılaştırdığımızda fiyatlar %84,3 daha artmış durumda. Kazançlara baktığımızda ise geçtiğimiz yılın Nisan dönemine göre bu hızla artmadığını görebiliriz. Böylece geçtiğimiz yıl Nisan ayında kazandığımızla daha fazla hizmet veya ürün alabiliyorduk diyebiliriz.
Yüksek enflasyon öncelikle alım gücümüzü düşürdüğü için her şey için daha fazla para ödemeyi gerektirir. Bu durum da önümüzü görmemizi zorlaştırır ve belirsizliği arttırır. Yatırım yapmayı zorlaştırır ve hatta yatırım yapılmasını engeller.
Yüksek enflasyonun olması kredi veren kurumların ve bankaların da bugün için verdiği kredi miktarının geri alma süresi sonunda zarar ettirmemesi için faiz oranlarının da bu oranda yükselmesine sepep olur. Yani enflasyon arttıkça faiz oranı da artar diyebiliriz.
Kısa bir bakışla Nisan 2023 döneminde 1.89% faiz oranı ile ihtiyaç kredisi alabiliyorken, 2024 Nisan ayında ise bu oran 3.87% olarak görüldü. Yani yüksek enflasyon olduğunda kredi faizleri de arttığından borçlanma maliyetleri de aynı hızda artıyor diyebiliriz.
Enflasyonun bu seviyelerde yükselmesinin ana sebebini özellikle enerji ve gıda fiyatlarının artmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Gıda fiyatlarındaki hızlı artış ve enerji fiyatlarındaki artışlar tüketicilerin neredeyse tamamını doğrudan ilgilendiren kalemler olduğundan enflasyonun belirleyici koşullarından.
Devlet yetkilileri ise özellikle son dönemde enflasyon ile tam bir mücadele halinde. Merkez Bankası para politikalarını doğru bir şekilde yönlendirerek enflasyonu düşürücü hamleler yapılıyor. Mevduat faizlerinin artması ile birlikte harcamayı kısıtlamayı, kredi faizlerinin yükselmesi ile daha az kredi kullanımını hedefleyerek piyasadaki para miktarını azaltıyorlar. Böylece talepleri azaltarak ürün ve hizmetlerin talebinin çok olması ile doğan fiyat artışının önüne geçecek etkili politikalar izliyorlar.
Diğer bir taraftan ise vergi politikaları, harcama politikaları ve tasarruf ile birlikte bütçe politikaları da geliştirerek enflasyonu kontrol etmede gerekli önlemleri alıyorlar.
Enflasyonun yüksek seviyelerde seyretmesi ekonomi üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor. Alım gücünün azalması sebebiyle tüketicileri daha fazla kredi ve kredi kartı kullanımına yönlendiriyor. Kredi ve kredi kartlarının kullanımı ise enflasyona ek olarak faiz yükünü de peşinde getiriyor. Böylece tüketici için şartlar daha fazla zorlanmış oluyor.
Başka bir bakış açısıyla ise artan faiz oranları aylık taksit ödemelerini de artırdığından tüketicilerin gelirlerine oranla daha az kredi kullanmalarına sebep oluyor. Özellikle son yıllarda alınan kararlarla 100.000 TL ve üzeri kredilerde en uzun 12 ay vade yapılabilmesi, 100.000 TL kredinin ise 5%’ler civarında faizlerle verilmesi nedeniyle krediye erişimi bir hayli zorlaştırıyor.
Kredi almayı ise İnteraktif Kredi ile her zaman daha kolaylaştırabilirsiniz, yapmanız gereken tek şey başvurmak.