İnteraktif Kredi - 03 Temmuz 2024

Ekonomik Öngörüler: Dolar, Tahviller, Altın ve Borsa İstanbul

Ülke içinde ve uluslararası arenada meydana gelen değişiklikler ve açıklamalar bizlerde de kafa karışıklığına yol açıyor. Bu dinamikleri takip ederek elbette yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayan bazı öngörülerimiz olacak.

Doların Seyri

Doların seyri ile başlayalım, küresel piyasa aktörlerinin TL’nin dolar karşısında yıl sonundaki fiyatı ile ilgili öngörüleri TL’nin daha da güçleneceği yönünde. 40 TL’nin üzerinde yılı kapatacağı beklentisinde olanların yanında mevcut değerini koruyacağı ve daha fazla değer kaybetmeyeceği yönünde yapılan yorumlarda artış gözleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in enflasyon ve kurlar karşısındaki şahin duruşunun uluslararası piyasalarda ikna edici olduğu anlaşılıyor. Bu durumda Türk tahvilleri dikkatlerin çevrileceği ilk enstrüman oluyor.

Tahviller

Önümüzdeki süreçte (2024 için) yeni borçlanmalar azalacak, bu yüzden mevcut tahviller ulusal ve uluslararası yatırımcılar için oldukça cazip bir dönemde. Bu varlık, sabit getirili kıymetler içinde ilk tercih edilecek olanlardan. Yurtiçinde alım için bir yatırım hesabınız olması yeterli. Böylece bu varlıkları hem doğrudan alabilirsiniz hem de portföyünde tahvillerin de bulunduğu yatırım fonları yoluyla varlık sepetinize dahil edebilirsiniz. Düzgün işleyen ikincil piyasalar sayesinde de tasarruflarınızın vade yapısını bozmadan likidite avantajınız var, bu da tahvillerin tercih edilmesinde önemli bir unsur. TEFAS sayesinde fonların performanslarını da takip edebilirsiniz. Son aylarda bu performanslara bakıldığında bazı borçlanma araçları fonlarının getirisinin para piyasası fonlarının getirilerini yakaladığı ve hatta geçtiği görülmekte. Özellikle Ziraat ve Garanti Portföy’ün fonlarında bu performans farkını gözlemlemek mümkün. Ancak bu performans farkının oluşmasında para piyasası fonlarından Nisan ayından bu yana alınan stopaj da etkin. Stopaj, özünde menkul sermaye iradı gelir vergisi anlayışı olan kazanç üzerinden yapılan bir kesinti.

Döviz

Ülke performansı ve ekonominin genel ahvali için söylenecek fazla bir söz yok. Zira bu konularda öncü gösterge niteliğinde olan PMI’lar (Satınalma Yöneticileri Endeksi) birkaç aydır pek de olumlu veriler üretmiyor. Yüksek faiz politikası, borçlanmaya dayalı bir ekonomik modele sırtını yaslamış olan Türkiye’de piyasaları neredeyse işlevsiz hale getirmiş durumda. Özellikle konut ve taşıt kredilerinde yüksek faiz ve kısa vade yüzünden yaşanan talep düşüşü 50 sınırının altında PMI değerleri üretiyor bir süredir. İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan bu veriler aylık ilan edildiği için ekonominin genel gidişatı hakkında oldukça önemli. 0 ile 100 arasında 50 sınırına göre yorum yaptığımız PMI verileri, 50’nin üzerinde değer ürettikçe bir önceki aya göre olumlu değerlendirmeler içeriyor. Ancak belirttiğim gibi maalesef son birkaç aydır bu rakam hep 50’nin altında. Bu durumda tüm sektörler faizlerin düşmesi ve piyasaların hareketlenmesi için seslerini duyurmaya çalışırken sayın bakanın şahin duruşunu daha ne kadar koruyabileceği merak konusu. Ancak biz yakın süreçte selektif kredi politikası ile bazı sektörlerin fonlama koşullarının yumuşatılacağını düşünüyoruz. Ancak bunun yaz döneminin sonuna takvimleneceği daha makul görünüyor. Zira istenildiği kadar verimli geçmekte olmasa da turizm sezonu sonunda artan döviz likiditesi ve gücünü korumuş bir TL ile bu esnemenin enflasyon üzerinde daha az tahribat yaratacağı düşünülüyor olabilir. Bu düşüncemizin temelinde emekli maaşları için bile ilave bir zam konusunda ilgili bakanlığın sert duruşunu koruması var. Yani faiz düşüşleri için henüz erken. Eylül’den itibaren bu ihtimal bizce daha yüksek.

Altın ve Faiz

Alternatif varlıklara da bir göz atalım. Bu durumda ilk aklımıza gelen tabii ki altın. Altın deyince de gözlerimiz ağırlıklı olarak ABD veri takvimlerinde. Bu hafta Cuma günü Tarım Dışı İstihdam Verileri (TDİV) bu konuda tahminde bulunmak için önemli. Zira bildiğimiz gibi TDİV beklenenden iyi gelirse (yani tarım dışı sektörlerde iş bulan sayısı beklenenden fazla artarsa) faiz indirimleri beklenen zamanda olmayabilir. Ancak beklenenden kötü gelirse o zaman bu senenin sonuna en az bir indirim görmüş oluruz. Bu konuda esas takip etmemiz gereken Temmuz sonunda yapılacak FOMC toplantısı. Bilindiği gibi FED Açık Piyasa İşlemleri Komitesi (Federal Open Market Committee) yılda sekiz defa toplanıp ABD dolarının fiyatı, faizler ve önemli makroekonomik parasal unsurlar ile ilgili kararlarını deklare ediyorlar. 2024 için beşinci toplantı Temmuz ayının sonunda (31 Temmuz). Ancak bu tarihe kadar gözümüz öncü gösterge niteliğinde olan Tarım Dışı İstihdam Verileri’nde. Şunu da belirtmekte fayda var, her ne kadar bu veride sürpriz beklenmese de FED’in faiz indirimi için acele etmeyeceğini Jerome Powell’ın algı yönlendirmelerinden anlıyoruz. Ayrıca şunu da ekleyelim, FOMC toplantısından başka Ağustos ayında bir önemli toplantı daha var. Jackson Hole toplantısı. Merkez bankalarını her yıl Jackson Hole’de toplayan FED bizce faizle ilgili esas yönlendirmesini bu toplantıdan sonra yapacaktır. Bu durumda önümüzdeki süreçte varlık fiyatları ile ilgili ağırlıklı olarak jeopolitik riskler belirleyici olacaktır.

Borsa İstanbul

Gelelim Borsa İstanbul’a. Borsa İstanbul için esaslı hareket ancak yeni para girişi ile mümkün. Farkedildiği gibi mevcut likidite ile taraflar kendi aralarında top çeviriyormuş gibi görünüyor. Uluslararası arenada piyasaları destekleyecek olumlu beklentilerin gerçekleşmesi bizi de pozitif etkileyecektir. Bu ABD seçimleri ya da Rusya-Ukrayna savaşının seyri ile alakalı olabilir. Bu durumda olumlu gelişmelerde yukarı yönlü ancak sınırlı hareketler görebiliriz. Eskilerin deyimi ile rutubetten nem kapan borsamız en küçük olumsuz bir habere haddinden fazla tepki göstererek küçük yatırımcının sürekli zarar etmesine neden oluyor. Ancak borsanın yaşattığı bu güven problemi hızlı bir para çıkışına neden olursa da bu defa bir para politikası aracı gibi kullanılıp suni bir trend yaratılabiliyor. Fakat piyasaya bağlı olmayan bu aşırı oynaklık yatırımcı bilinç düzeyi gittikçe artmakta olan Türk Borsasında tedirginliğin yerleşmesine neden oluyor. Borsamızdaki özellikle küçük yatırımcının finansal okuryazarlık kabiliyetinde kayıtlara yansıyan bir artış var. Bu boş bir iddia değil doğrudan şahsi olarak müşahade ettiğim bir durumdur. Piyasa duayenlerinden Prof. Dr. Yusuf Kaderli ile beraber eğitim faaliyetlerinin içinde bulunan biri olarak sayıları on binleri bulan yatırımcının bu konuda bilgilendiğini, eğitim aldığını biliyorum. Ayrıca finans piyasalarında farklı kurum ya da kişiler tarafından da eğitim faaliyetlerinin süreklilik arz ettiğini gözlemliyorum. Durum böyle olunca piyasa yapıcılarının yatırımcıların eğitim formasyonunu doğru değerlendirmelerini tavsiye ederiz zira güven en zor tedarik edilen dinamiktir finans piyasalarında.

Genel görünümle ilgili şimdilik bu kadar, takip eden haftalarda beraber olmak ümidiyle, bereketli haftalar dilerim.

Hemen Başvur
KREDİ KARTLARI
Kart Ücreti Olmayan Kredi Kartları
En Çok Ödül Veren Kredi Kartları
En Çok Taksit Yapan Kredi Kartları
En Prestijli Kredi Kartları
Sana Onaylanabilecek Kredi Kartları

Önerilen Kaynaklar
Borsalarda Kara Pazartesi: Jeopolitik ve Finansal Risklerin Etkisi
07 Ağustos 2024
Türkiye borsalarındaki düşüşün ardında jeopolitik riskler ve finansal kırılganlıklar bulunuyor. Makale, bu faktörlerin ekonomi ve varlık fiyatlamaları üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.
Devamını Oku
Borç Yönetimi ve Yapılandırma Stratejileri
12 Temmuz 2024
Borç yönetimi ve yapılandırma, bireysel kullanıcılar için finansal sağlığın korunması ve sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde, borçların etkin bir şekilde yönetilmesi ve yapılandırılması, bireylerin mali baskılardan kurtulmalarına ve uzun vadeli finansal hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olabilir. Bu makalede, borç yönetimi ve yapılandırma
Devamını Oku
Güven Raporu ile Kredi Başvurularını Güçlendirme
12 Temmuz 2024
Krediler, bireylerin finansal hedeflerine ulaşmalarında önemli bir araçtır. Ancak, kredi başvurularının onaylanması her zaman kolay değildir. Bu noktada devreye "Güven Raporu" girer. Bu makalede, Güven Raporu'nun ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve kredi başvurularını güçlendirmedeki rolünü inceleyeceğiz.
Devamını Oku